Dikkat! Ellerinizi Çıtlatırken Bir Kez Daha Düşünün !
Çoğumuz canımız sıkıldıkça, boş kaldıkça ellerimizle oynarız. Ellerinizi çıtlatırken kendinize büyük zarar verdiğinizi biliyor musunuz ? Bu haberden sonra, el ve parmak çıtlatmanın ne kadar yanlış bir davranış olduğunu anlayacaksınız.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Yonca Bavlı Eren, kireçlenmeye eklemlerde meydana gelen aşınma ve yıpranmanın neden olduğunu aktardı.
Kemiklerin birbirine bağlandığı eklemlerde; karşılıklı kemik yüzeylerinin üzerini kaplayan, ağrısız ve kaygan hareketi sağlayan eklem kıkırdağının bulunduğunu anlatan Uzm. Dr. Eren, genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkan hastalığın ilaç, fizik tedavi, egzersiz, eklem içi uygulamalar ve cerrahi ile tedavi edilebildiğini söyledi.
Kireçlenme konusunda yanlış bir inanışa da dikkat çeken Uzm. Dr. Eren, “Toplumda eklemlerde kireç birikmesi gibi bir inanış var. Bu doğru değil. Kireçlenme yaş, kalıtımsal nedenler, yıpranma ve aşınma, kemik eklemi etkileyen diğer hastalıklardan dolayı oluşur. Ağrı, tutukluk, eklem hareketlerinde kısıtlanma ile kendini gösterir. Fizik muayene, radyolojik tetkikler, kan testleri, eklem sıvısı incelemesi ile teşhisi konur. İlaçla, fizik tedavi yöntemleriyle, egzersiz, eklem içi uygulama ile hasar ilerlemesi önlenebilir ve gerekirse ileri dönemde cerrahi müdahale ile tedavi edilir” diye konuştu.
DÜZENLİ EGZERSİZLE ÖNLENEBİLİR
Kireçlenmede en önemli belirtinin ağrı olduğuna dikkat çeken Yonca Bavlı Eren, dinlenerek geçirilen ağrıların, hastalık ilerledikçe kalıcı hale gelebileceğinin altını çizdi. Kireçlenme ile oluşan eklem ağrılarının, genellikle hareket sonrası ortaya çıktığını söyleyen Eren, “Kaza ve yaralanmalar, eklemi ilgilendiren kırıklar, menisküs ve bağ yaralanmaları, eklemde ürik asit birikmesi, mikroplu ve mikropsuz iltihaplar, hemofili hastalığında tekrarlayan eklem içi kanamalar gibi birçok nedenler kireçlenmeye neden olabilir. Ancak en önemli nedenlerden biri aşırı kiloya bağlı, ekleme binen yükün fazla olmasından dolayı, kıkırdak dokusunda oluşan ciddi hasarlardır. Bu nedenle kireçlenme oluşumunu engellemede kilo kaybı son derece önemlidir. Eklem sağlığını korumada egzersizde önemlidir. Kişiyi zorlamayan düzeyde haftada 2-3 defa yapılan 20-30 dakikalık düzenli egzersizler eklem sağlığı için faydalıdır” ifadelerini kaydetti.
Uzm. Dr. Eren, “Kişi, kaza ve yaralanma gibi olaylar yaşadıysa bu durumu mutlaka doktoruyla paylaşmalı. Eklemi aşırı zorlayan hareketlerden kaçınmalı. Yüzme, bisiklet, yürüyüş gibi sporlar eklem sağlığı için tercih edilmeli. Çömelme, uzun süre dizlerin üzerinde oturmak, merdiven inip çıkmak eklemlere zarar vereceğinden bu durumdan mümkün olduğunca uzak durulmalı. Artroz tanısında hasarın derecesinin belirlenmesinde MR tetkiki önemlidir. Vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu, MR’ı radyasyona neden olduğu gerekçesiyle yaptırmak istemiyor. MR’ın hastaya radyasyon açısından zararı yoktur” dedi.
ELLERİNİZİ ÇITLATMAYIN
Uz. Dr. Eren, toplumda çok sık yapılan el çıtlatmalarının zararlı olduğunu söyledi. El çıtlatmalarının, eklemde kireçlenmeye neden olabileceğine vurgu yapan Uzm. Dr. Eren, “Pek çoğumuzun sık yaptığı yanlış bir davranış var. O da el çıtlatma. Biz kesinlikle el çıtlatmayı istemiyoruz. Çünkü el çıtlatma, eklem kıkırdaklarına ciddi zarar verir. Kişide kireçlenmeye neden olur. Uzun süre diz üzerinde oturmak, çok merdiven inip çıkmak nasıl dizimize hasar veriyorsa el çıtlatmak da öyledir. Alıştıkça çıtlama yaparsınız ve çıtlatma yaptıkça, eklemin kenarındaki sinoviyal dokuda yırtıklar ve baloncuklar oluşturuyorsunuz. Bir süre bu sizi rahatlatıyor ama sonra siz yine el çıtlatma ihtiyacı hissediyorsunuz. Sonuçta kendi elinize zarar veriyorsunuz. Eklem egzersizleri yapın ama asla ellerinizi çıtlatmayın” diye konuştu.